Yeni bir yıla ve yeni bir heyecana daha yelken açmak üzereyiz şurda topu topu 4 günümüz kaldı, 2006 yılına da artık elveda derken 2007 nin getirecekleri yada götürecekleri şimdiden insanı heyecanlandırmaya başladı bile koskocaman 365 gün yine bitti. Ben 2006 in yılbaşını hatırlarımda .......... diye söze girmeye gerek yok sonuçta o da yaşanmış hayatımızda mazidekini yerini almak üzere.Kimimiz istediği bulduğu bir sene kimimiz ise ummuduğunu bulamadığı bir sene olarak 2006 yı hatırlayacak. Bakalım 2007 yılı bize neler getirecek yada bize neyi getirmesini istiyoruz. Sağlık mutluluk ön planda olmak üzere 2007 den beklentilerimiz umut ettiklerimiz hayallerimiz neler. Bir Büyüğümün lafını yazmadan geçemeyeceğim :P "HAYALLER İNSANI VİZYON SAHİBİ YAPAR" demişti bakalım 2007 bizi negibi vizyonlara sevk edicek . 2006 benim için fena sayılmazdı
2006 yılı içerisinde bir kere daha pekiştirdim. EEEEEE ne diyelim 2007 yılı Hoş gelmişsen be gurban gel bide senin dadına bakah :))))))))) Yeni Bir Yıl & Yeni Bir Hayat |
Benim Arkabahçem bazen hüzünlendiğim bazen neşelendiğim anları yansıttıgım sanal dünyam
Perşembe, Aralık 28, 2006
Y.B.Y & Y.B.H
Salı, Aralık 12, 2006
Hasta Olmaktan Nefret Ediyorum...........
Bu hafta sonu için neler planlamıştım neler oldu , bu hafta özel bir haftaydı güya nişanlanalı 1 sene evlenelide 3 ay içerisinde olacaktık bu hafta içinde. Askımıda alıp kutlama planları yaparken lanet grip mikrobu beni buldu. Dolayısıyla pazarteside dahil olmak üzere paso yatak döşek yattık. Güya tatlımı alıp yemeğe götürecektim sonrada felekten bir gün çalacaktık şanşmı bu şimdi yaw . Hep demişimdir bahtsız bedeviyim ben çölde yine kutup ayusuna rastladık . Neyse artık birdahaki aylara planladığımızı yaparız inşallah. |
Salı, Kasım 21, 2006
Güzel Hafta Sonu!!!
Uzun zamandır seriinin 3. filmini beklediğimiz testere 3 vizyona girdi ve bizde izleme fırsatını yakladık aldığımız duyumlara göre 4. filmide vizyona hazırlanıyormuş ama 3. filminde de yine kurgu ve kan-vahşet doruk noktasındaydı.Psikolojik gerilim türünü çok sevmem ama bu filmi kaçırmamak için elimden geleni yaptım .Resmen izlerken koltuğa çivilendiğinizi hissediyor ve gerildikçe geriliyorsunuz.Kurgu ise bence süperdi. Jigsaw amcam yine oyun oynamak isteğiyle yanıp tutuşuyordu. Bu son oyunu oldu ama yinede muhteşemdi. Filimden sonra arkadaşlarla ve aşkımla bjk-fb maçını seyretmeye gittik aşkımın futbolla pek alakası olmasada bize eşlik etmeyi kabul edip onuda aramıza alarak maçı izledik valla filim den sonra maç heyecenıda güzeldi. Yine elimizden kaçırdık fb takımını ama olsun 1 puan puan kaybetmektn iyidir. İlk defa bir beşiktaşlı olarak takımın oyunu beni mutlu etti ayrıyeten .................. |
Salı, Kasım 14, 2006
Ne Haftaydı!!!
Geçtiğimiz hafta ne haftaydı ama hem iş bakımından yoğun bir tempo hemde sosyal olarak yoğun bir hafta geçirdim halkçada geçirdik. Kendi adıma yüksek bir tempo hayli koşturmacayla geçen hafta sosyal olarak da hem 10 kasım hemde Eski Başbakan Bülent Ecevit 'in vefatı şeklinde devam etti . Allah Rahmet Eylesin Sayın Bülent Ecevit . Bu haftada yüksek bir tempoyla geçicek anlaşılan ve ben ne yazikki artık bu sayfayı güncel tutamıyorum zamanım olduğu sürece güncel tutmaya çalışacağım ama bakalım durum neyi gösterecek. |
com
Pazartesi, Ekim 30, 2006
83. Yıl Kutlamaları
Perşembe, Ekim 26, 2006
Bir Bayram Daha !!!!!
Bir bayramı daha sessiz sedasız sükünetle atlattık geçen bayramı hatırlıyotumda ne telaş ne hengameyle geçmişti benim için şimdi ise sessiz sedasız aile ziyaretleri akrabalar eş ve dost ziyaretleriyle geçen güzel bir bayram oldu. Umarım sizlerinde bu bayramı güzel ve mutlu geçmiştir. Geçmiş Bayramınızı kutlar esenlikler dilerim efenim ..... |
Cuma, Ekim 13, 2006
Yağmur Zamanı
Ha bu arada delkanlı arkadaslardan ses seda çıkmadı buda ilginç tabi :))).
Perşembe, Ekim 05, 2006
Yorumlar Hakkında !!!!!
Cumartesi, Eylül 30, 2006
Yeni Bir Heyecan
Perşembe, Eylül 28, 2006
Programcılık Okumam İşe Yaradı!!!
Salı, Eylül 26, 2006
Gezi Dizim -2
Cumartesi, Eylül 23, 2006
Gezi Dizim-1
Saklıkent Toroslardan başlayarak Fethiye ile Kaş arasında sınır olan bölgeye kadar uzanan uzunca bir vadidir. Doğusunda Eşençay bulunur. Saklıkent yakın zaman önce yöre köylüleri tarafından keşfedildi. Yaklaşık 20 yıldır turizme hizmet veren doğal cennetimizdir.
Saklıkent Türkiye’nin en uzun ve en derin kanyonu olma özelliğine sahiptir. 18 km uzunluğunda çok dar ve yalçın kayalardan meydana gelmiştir. Genellikle kanyonun içerisini güneş görmez. Taşların ve kayaların çok çeşitli şekiller almış olduğunu görebilirsiniz. Taşların çok uzak mesafelerden büyük su kütleleri yardımıyla sürüklenerek bu hale geldikleri söylenebilir. Kayaların yüzeyi ise bu etkilerle inanılmaz güzellikte şekillerle kaygan yapıdadır.
Yürüyüş için gerekli olan plastik ayakkabı, kask ve diğer ihtiyaçlarınızı River Bar’dan karşılayıp yürüyüşe başlayabilirsiniz.
150m uzunluğundaki köprüden geçip kaynak sularının bulunduğu alana gelinir. Buradan sonra su içerisinde yürüyüş başlar. Başlangıçta kolay görünmektedir. İlerledikçe kanyon daralır ve yürümekte zorlanırsınız. Şelaleler ve aşılmaz engeller çıkar karşınıza.
Şelalelerin altında hızlı duş alıp yaz sıcağında serinlik hissedebilirsiniz. Ayrıca kayaların altından çıkan buz gibi kaynak suları yaz aylarında ortama serinlik vermekte ve doğal klima görevi görmektedir.
Kanyonu baştan başa katedebilmek için gerekli malzemelerle birlikte, profesyonel dağcılar eşliğinde bir ekiple yola çıkmak gerekmektedir(Burası çokda gerekli değil). Saklıkent, Patara, Tlos , Pinara , Xanthos ve Letoon antik şehirlerine çok kısa bir mesafede olup buralara gezintiler yapabilirsiniz. Eğer merak ederseniz, Saklıkent Kanyonu'nun başlangıç noktasına kadar da gidebilir ve kanyonun bugüne kadar geçirdiği evreleri doğal oluşumlar ışığında görebilirsiniz.
Bu bilgiler tamamen internetten alınmıştır yazmaya üşendim ne yapayim :))) ama gitmemiş olan arkadaşlar varsa şiddetle tavsiye ederim bu mükemmel güzelliği görmelerini. Kanyonda biraz zorluk çeksenizde genede unutamayacağınız bir zaman geçiriyorsunuz . Size bir önerim olacak eğer giderseniz o buz gibi suda mutlaka body rafting yapmayıda ihmal etmeyin. İlk başta o buz gibi suda biraz zorlanıyorsunuz ama bir kaç dalış yaptıktan sonra vücut bayağı bir alışıyor .
Bu harikalık karşısında büyülenmemek elde bile değil kanyona ilk girdiğimde sanki başka bir dünyanın kapısından içeri giriyormuşum gibi hissettim. Saklıkent kanyonuna benzer bir kanyonda GÖYNÜK de bulunmuş birdahaki sezonada orayı ziyaret etmeyi planlıyoruz .
Çarşamba, Eylül 20, 2006
Yeni Bir Sayfa!
Cuma, Ağustos 25, 2006
Yarış Atı Cihan :( <> :)
Veliefendi Hipodrumundaki atlardan bir farkım kalmadı şu son 1 hafta içinde haldır haldır koşturup duruyorum.Yok gelinlik yok davatiye yok nikah şekeri yok o yok şu yok bu artık yeter diye yırtınıcam ayrıca iş de cabası birde onun için koştur koştur valla safkan arap atını geçerim bu performansla ben hihohohohohoh. Stresten ve sıcaktan 3 kilo vermişim şu işler bitsede sırtüstü bayılsam . 09.09.2006 tarihinde neyseki bu koşuşturma son bulucak inşallah ama buseferde başka koşturmalara başlayacağız ..... |
Pazartesi, Ağustos 21, 2006
12 Dev Adam
Evet 19 Ağustos tarihinde Japonya da başlayan Dünya basketbol turnuvası ile yine basketbollu günlere geri döndük Avrupa şampiyonasında iyi olmayan Türk milli takımımız dünya kupasında ki karşılaşmalarda çokda şanş verilmemesine rağmen turnuvaya 2 galibiyetle başlayarak hafife alınmayacak bir takım olduğunu kanıtladı. Süpriz olarak nitelenen galibiyetleri bence Türk milli takımının hiçde küçümsenmeyecek bir takım olduğunu bir daha ispatladılar. Kadro bakımından eskiye nazaran daha kısır olan yeni milli takım oyuncuları asıl şimdi takım olduklarını yüreklerini ortaya koyarak ispatladılar. Fanatik bir basketbol seyircisi olarak milli takımımızın bu turnuvadaki 2 maçınıda seyrederken gözlerim dolu dolu oldu resmen. Sahadaki 10 oyuncunun oynayan yada oynamayan tüm oyuncuların inançları ve hırsları beni gerçekten büyüledi hele 2.maç Avusturya ile oynadıkları maç tüylerimi diken diken etti. Hidayet ve Mehmet Okursuz bir takımında başarılı olacağını tüm türkiye ye ve dünyaya kanıtladılar. NBA oyuncularından yoksun milli takım tamamen genç kadrosuyla tek kelimeyle NBA takımlarındaki oyunculara nispet yaparcasına oynadılar. 2.maçta ilkyarı 14 sayı farkla yenik durumda soyunma odasına giden milli takımımız ikinci yarıda kimsenin beklemediği bir performansla rakip takımı tamamen ezip geçtiler. (Rakip takım küçümsenmeyecek bir takım Brezilya Milli takımını yenen adeta kök söktüren bir takım). Genç oyuncuların hırsları ve İbrahim Kutluay'ın müthiş yönetimi sayesinde 12 dev adam bence tarih yazdılar bu dünya kupası turnuvasında . Bu arslanlar turnuvada iyi bir derece elde etmeseler bile benim kalbimde taht kurmuş oldular. Bu genç arslanlar milli takımda uzun yıllar oynayacak olduklarını ispatlamış oldular. Her ne kadar 2.maçta ilk yarı saçımı başımı yoldursalarda bu arslanlara ben sonuna kadar güveniyorum ve "YÜRÜYÜN BE KOÇLAR SİZİ KİM TUTAR " diyorum. Bu maçları seyrederken aklıma Efespilsen'nin Şampiyon kulüpler kupasını aldığı zamanlar aklıma geldi Noumoski'li efespilsen maçlarını ablamla seyrederken ki hop oturup hop kalktığımız ogünler aklıma geldi ve böylece ablamında kulaklarını biraz çınlattım tabi.
Cumartesi, Ağustos 05, 2006
SAVAŞIN ONURSUZLUĞU
Dünyanın ve milletlerin varoluşundan beri süre gelen bir olaydır savaşlar . Dünya tarihine bakıldığı zaman savaşların yeri büyük bir kısmını kaplamaktadır. bu savaşların ama ozamanlar bile savaşın savaşmanın bir onuru vardı amacı vardı. Amaç için savaşılır (İyi yada kötü) ve bu savaş sadece ordular arasında geçerdi. Tarihi incelerseniz savaşlar hep bu şekilde süregelmiş ve gelişmişti. Ordular meydanda karsılaşır ve o meydanda savaşlar kazanılırdı .Günümüzde ise savaşlar masum insanların üzerinde süregelmekte buda savaşı onursuzluğa kıyıma ve acımasızlığa sürmekte. Keşke savaşlar olmasaydı keşke insanlar barış mutluluk ve huzur içinde yaşayabilselerdi ama neyazıkkı bazı güçlerin dengesinde dönen bu dünyada bu mümkün bile değil . Masum sabi sübyan cocukların günahları nedirki tonlarca bomba yağdırırsınız üzerlerine sizin savaşınız bu çocuklarlamı ki insafsızca akıtırsınız kanlarını silah bile tutacak yaşta olmayan bu canlardan nedir istediğiniz. Sorununuz TERÖR ise gidin onların kanını akıtın ama sabi sübyan takımının TERÖR kelimesinin T sini bile bilmeyen canların günahlarını canlarını almayın TERÖR e karşı savaşıyoruz diyerek bu yaptıklarınızı mantık dayanağına sığdırmayın bu sizin savaştığınız teröristlerden daha çok sizi TERÖRİST yapar farkınız kalmıyor bu savaşta En büyük Teröristler sizlersiniz. Savaştığınız kavramıda yaratan onun en büyük destekçleride sizlersiniz ve yaptığınızı masumane göstermek için kendi yarattığınız kaosla savaş veriyorsunuz dünyanın hiçbir tarih sayfasında böyle saçma sapan bir olay gelişmemiştir , bunu destekleyen ve sözüm ona kınayan kısımların bu dünyada ve ebedi hayatta yatacak yerleri yoktur. Vicdanları sızlamadan yaptıklarını tarihin varoluşundan beri süregelen SAVAŞ kavramına dayatıpda onursuzluğunuzu savaşa da bulaştırmayın. Etnik zulumun kıyımın acımasızlığın ne olduğunu dünyadaki milletlerden daha çok siz yaşadınız bunun ne anlama geldiğinide siz daha çok biliyorsunuz yaşadığınız acıları ne çabuk unuttunuz da bunları başkalarına yaşatma hakkını kendinizde görüyorsunuz.
Kendimce bende bu şekilde protesto ediyorum attığım başlık belki çok doğru olmayabilir savaş taraftarı savaşı doğru bulan biri değilim ama savaşlar bu şekilde yaşanmamalı. Savaşlar bu şekilde Olmamalı.
Cuma, Ağustos 04, 2006
Gerceklerin Özeti ....
Şimdi yazacağım hikayede diyelim anlatılan konu çok ilginç ve gerçek geldiği için buradan paylaşmak istedim . Aslan İle Ceylan Afrikada aslan ile ceylan arasında amansız bir savaş vardır aslında bu savaş birbirlerinden çok hayatta kalma ve yaşama savaşıdır. Aslan karnını doyurmak için hasta ve yaslı hızı kendine uygun ceylanları seçmek zorundadır , ceylan ise aslana yem olmamak için hızını her daim arttırmak . Eğer aslan geçen avında başarılı olmuş ise bir sonraki avında işi daha zordur çünkü sürüdeki hasta yada yavaş ceylanı yaklamiştır. Bu av için daha hızlı ve cesaretli olmak zorundadır aslan cephesinde durum böyleyken ceylan cephesinde ise durum çok farklı değildir aslında bir önceki aslan saldırısından kurtulduysa eğer bundan sonraki saldırılarda bir önceki koştuğu hızdan daha da fazla hız yapması gerekmektedir. İş hayatı da normal yaşamda da bu tür bir ilişki yokmudur sizce... Bugün için hedefleriniz ne olursa olsun bir sonraki gün kü hedeflerinize ulaşmak için daha hızlı koşmak yada güç sarfetmek zorunda kalmıyormuyuz. Hedef belirlersiniz buna ulaşmak için rotanızı çizersiniz ve atağa geçersiniz. |
<=====================================>
Perşembe, Ağustos 03, 2006
Kavun değilki Koklayasın
Çarşamba, Haziran 21, 2006
Gitmek mi Kalmak mı daha zor !!!
66. SONE
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var ya, o koyuyor adama.
William Shakespeare
Çeviren: Can YücelBu dizeleri internet de dolaşırken sayfanın birinde okudum o sırada da winamp da violetta parra - hasta siempre comandante che guevara parçası çalıyordu ve gerçekten bu parcanın arka plan fonunda yukarıdaki dizeleri okumak beni etkiledi ve kendi kendime Gitmekmi zor Kalmakmı zor sorusunu sordum ister istemez. Her zaman merak etmişimdir biraz daha özgür iradeye ve cesarete sahip olsam acaba çeker gidermiydim diye.Bunun özgür irade ilede çok etkili olduğunu sanmıyorum sanırım ......... Arkanda bırakacağım insanların düşünceleri belkide beni ürküttüğü için olabilir ne bileyim çok defaları kaybolmayı çekip gitmeyi düşündüm bu aralar daha çok daha güçlü bu duygu.Şimdiye kadar empati yeteneğimi hiç kullanmadım ama zaman zaman bu gibi durumlarda kendimi başkalarının yerine koyup onlar gibi düşünmeye çalıştım düşündümde ama çıkar bir yol bulamamak çaresizlik ve kızgınlık gibi kavramlar işin içinden çıkmama yardımcı olmadı. Olayları akışına bıraksanız veya akışına göre hareket etmek isteseniz her zaman ters bir rüzgarla alabora oluyorsunuz. Dev dalgaların içinde ufak bir sandal misali sürüklenip gidiyorsunuz iştesandal su almaya başladımı çaresiz bir şekilde elinizdeki küçük bir kovayla suyu boşaltmaya çalışıyorsunuz o zaman işte ta işin başındayken çekip gitmek vardı be olum şeklinde keşkelerle kahroluyorsunuz bir tarafınızda yeni bir hayat yasam paylaşmak başınızı birilerinin omzuna dayayıp onunla mutlu olma isteğiyle yanıp tutuşuyor. ne kadar ilginç bir durumdur ki bu orta bir yol bulamamak istekleriniz arzularınız sizi sürüklerken bir yandan da kocaman kayalarla uğraşmak. Yaşamınızdaki bir yerlerdeki kopukluk belkide en mutlu olacağınız zamanda tekrar nüksedip sizi rahatsız etmesi ve siz bunu bile bile bu olaya müdahale edemeyişiniz canınızı yakar. İşte sizde şimdi bana olduğu gibi internette bir blog sayfasına içinizi dökersiniz anlamsız şekilde belkide kendinize uyguladığınız bir terapidir bu belkide o an için hissettiklerinizi yazılı hale getirme isteği.
Cuma, Haziran 16, 2006
Antalya'dan !!!!!!!
Evet Bu sıcak havalarda bir iki antalya resimi serpiştirem ortamı biraz daha yaz havasına sokam dedim :))) Yandaki resim bizim meshur marinanın yukarıdan görünümü şimdi cıvıl cıvıl akşamlarına geri döndü marinamız sessiz sakin aksamları yorgunluğu atıp kafa dinlemek ve deniz manzarası karşısında bir iki tek atmak için ideal bir yer. (Ben deniz icemiyorum ama eskiden iyi içicilerden dim :))) Keş deilim yanlış anlamayın). Birde Konyaaltı plajımız var meshur plajımız tabiki burdaki fotograflar eski hali ama şimdiki hali çok daha değişik ve güzel bir sürü cafe, pub ve eglence merkezlerini barındıran bir sahil şeridimiz var artık yazların değişilmez mekanları Beach Park !!!..
Evettt yan tarafdaki resimde de meshur konyaaltı plajımızı görmektesiniz yaklaşık 15 -20 km lik bir sahil seridine sahip ve bu upuzun sahil şeridinde bir sürü pub,cafe, ve eğlence merkezleriyle güzel bir parkta mevcuttur.
Salı, Haziran 13, 2006
Arada Kalmaktan nefret ediyorum!!!!!!!!!!!
Cumartesi, Haziran 03, 2006
Sınav Haftası
Pazartesi, Mayıs 29, 2006
Huskey Asigiyim :)))
Bu aralar bende Sibirya Kurdu (Husky) sevgisi depreşti çok sevimli ve asil bir hayvan son zamanlarda da antalyada bayağı bir husky patlaması oldu gece dışarı çıktığımda Karaalioğlu parkında milletin elinde bu köpeklerden dolaştırıyorlar Antalya gibi bir memlekette yazik oluyor hayvanlara ama ne yaparsın işte. Tundra iklimi yaşam alanlarının kapsadığı için bu hayvanların antalya gibi nemli ve sıcak memlekette yaşayabilmeleri onlar adına gerçekten zor he keza biz bile dilimiz bir karış dışarda yaşamaya çalışırken zavallıcıkların neler hissettiğini düşünmek bile istemiyorum. :))))) Geçenlerde bir müşterimize gittiğim yerde kocaman bir husky sere serpe uzanmış yatıyor klimanın karşısında (kocaman dediğimde daha 2 aylık ). Acayip sevimli bir yaratıktı dayanamadım işi gücü bıraktım 1 saat kadar canavarla boğuştum .( sen iş için git yaptığıma bak ,bak bak heheheh). Zaten uzun zamandır hayranlık beslediğim bir canlıyı karsımda kanlı canlı görünce dayanamadim ne yapayim cok zeki ve uysal canlılar. Benimle tokalaştı hatta yeni öğrendiği ölü taklidini bana sergiledi ve benim tüm günkü yorgunlğumu bir anda unutturmaya yetti küçük canavar ...... Bir ara içimden bir ses dürttü cihan sende git bir petshop' a al bir tane diye ama bakacak yerim olmadığından ve bakımlarının ilgi gerektirdiğinden son anda bu fikrimden caydım çünkü ben kendime bile zaman ayıramazken bu canavara nasıl zaman ayıracaktim .. Ama ilerde düşünmüyor değilim hem ablamın kedisiyle de iyi anlaşırlar :))))))))))))))))))) Bu arada küçük bir not ablam için tüm köpekler gibi husky lerinde kedilere gıcıkları varmış hemde öle böle değil ... :)PPP benim 1 saat kadar boğuştuğum canavar asağıdakine benziyordu zaten hemen hemen hepsi aynı :)P |
Cuma, Mayıs 26, 2006
Aşka Dair Şiirler
Valla kafama esti aşkla ilgili bir iki şiir atıştırayim dedim sayfaya bulunsun diye burdaki şiirler alıntıdır (www.antololoji.com ) hoşuma giden bir iki şiir serpiştirem sizde okuyun arkadaşlar :))) Aşk ikidir sevgi bir; Aşk yalan,sevgi gerçektir. Aşk sudur,sevgi susuzluk. Bu yüzden sevgi hasrettir, Özlemektir,beklemektir. Asıl maharet: Susuzken suyu içmek değil Karşısına geçip seyretmektir. Aşk haykırmaktır,sevgi ağlamak; Aşk açmaktır,sevgi katlamak. Sevgi saklamaktır Yüreğini,gözlerini Ve de ellerini saklamak Bahar geldiğinde… Bir çiçeğe,yeşile,çimene Aşık olamazsın ama seversin. Arkadaşına aşık olamazsın Ama seversin. Toprağa fidanı aşkla değil Sevgiyle dikersin. Sevgi için ölünür,aşk öldürür. Aşk kıskançtır,nankördür Sevgiyi öldürür. Aşk Kabil’dir,sevgi Habil. Aşkla sevgi aslında kardeştir Babaları insandır,Adem’dir Aşk için şiirler yazarsın, Şarkılar yaparsın; Sevgiyi anlatamazsın. Çünkü yüreğine sığdıramazsın. Kalbini aşka kapatabilirsin Ama sevgiye kapatamazsın Sevgi gizli,aşk aşikardır. Yüz vermeyince unutursun Sen aşığım diye daha kendini kandır. Dedim ya sevgi gerçek,aşk yalandır. Dahası da var: Aşkın gözü kördür, Fazla naz aşık usandırır; Aşk oyun,aşık oyuncaktır. Sevgi ise yaşamdır,hakikattir. Aşk aceledir, Sevgi usul usul sabırlıdır. Acele işe hem şeytan karışır. Aşk ateşlidir Çünkü hastalıklıdır. Sevgi ılıktır Çünkü sağlıklıdır. Velhasıl bu iki kardeşin hikayesidir Aşka ve sevgiye dair… ------------- Merdiven, çıkarken.. Aşk, inerken, kalbi yorar. Özdemir Asaf ------------------ Aşk’a Dair Sen hiç aşık oldun mu dedim Olmadım dedi Ne yazayım sana dedim o zaman Aşka dair Biri vardı dedi Aşk değildi ama Aşka yakın bir şey Ne oldu dedim Öldü dedi Öldü mü dedim Evet dedi Korktum sormaya Aşk’ı mı öldü Aşık olduğu mu Biri daha var ded i Uzakta çok uzaklarda Görmüyorum,konuşmuyorum Anlat dedim Boş ver dedi Unuttum bile yüzünü Şimdi ne olacak dedim Biri var dedi Yeşil gözleriyle bana sıcacık bakan Bu da hayal olmasın dedim Hayır bu aşk galiba dedi İnanmadım önce söylediklerine Ama bir bulut geldi Üzerine bindi gitti Haklıymış dedim Aşk bu,aşık bu ------------- |
Pazartesi, Mayıs 22, 2006
Sinema Manyaklığı
Perşembe, Mayıs 11, 2006
Hayal Kırıklıgı
Cumartesi, Mayıs 06, 2006
Güzel Filim
Salı, Mayıs 02, 2006
Yıllar uzun yıllar
Pazartesi, Nisan 17, 2006
Güzel Bir haftasonu....
Bu hafta sonu nişanlımın yanına Isparta'nın Eğirdir ilçesine gittim , uzun zamandır planlayıpta bir türlü gerçekleştiremediğim ziyareti sonunda gecen hafta sonu hayata geçirdik. Onlarda kaldım 2 gün şaka maka bayağı özlemişim bebeğimi ben yaw. Havanında güzel olmasını değerlendirerek eğirdir 'i dolaştık biraz Eğirdir kriter gölü bulunan küçük ama şirin biryer uzun zaman olmuş oralara gitmeyeli en son 1989 tarihinde gitmiştim eğirdir e tabi o zamandan bu zamana bayağı değişmiş , aşkımla beraber adayı gezdik , ördekleri besledik birde gölde yelkenlileri izledik uzun uzun . Eğirdir gölünde sportif faaliyetlerde başlamış yelken sporu bayağı revaşta bu aralar gölde bir sürü yelkenli güzel manzara oluşturuyordu. İşte öle bir hafta sonu geçirdim aşkımla beraber ama ayrılmak gerçekten zor geldi. Hayırlısıyla şu olayı bir sonuçlandırsakta herkes mutluı mesut olsa :). Yandaki fotograftada göldeki vak vaklar güneşleniyor .
Yukarıdada çok belli olmamasına karşın Ispartanın Karlı dağları ve Eğirdir gölü mevcut. yukarıdaki resimde miskin miskin güneşlenen kazlar ve ördekler işte bu gölde serinliyor :))
Cuma, Nisan 07, 2006
Karabasan..
Pazartesi, Nisan 03, 2006
ILK SINAVLAR BITTI.........
Perşembe, Mart 30, 2006
Güneş Tutulması Olayı
Çarşamba, Mart 29, 2006
Sınav Haftası
Pazartesi, Mart 20, 2006
Ressam Annemin Maharetleri :)
Annemin hayallerinden biri olan resim hevesi sonunda meyvelerini vermeye başladı, yetenekliymiş annem bu konuda yan tarafta yapmıiş olduğu resimlerden bir tanesinin görüntüsü var.Bu resmin ilk talibi benim tabiki eğer ilerde kendi evim olursa bu resmi duvarıma asacağım . Annemin Böle bir yeteneğinin olupta bunu yıllarca ertelemesi acı bir durum tabi ama sonuçta yine de heveslerini hayata geçiriyor.Bakalım annemin ilk sergisi nasıl olacak bu sanat eserlerini herkesin görmesini isterim şahsen yürü be anneciğim kim tutar seni helal olsun sana
Anneciğimin resimleri nin devamı yukarıdaki fotograf da manzara resimi buda benim çok hoşuma giden resimlerden biri ayrıca aşağıdaki resimde mukemmel ama iyi çekemedim :((