Saklıkent Toroslardan başlayarak Fethiye ile Kaş arasında sınır olan bölgeye kadar uzanan uzunca bir vadidir. Doğusunda Eşençay bulunur. Saklıkent yakın zaman önce yöre köylüleri tarafından keşfedildi. Yaklaşık 20 yıldır turizme hizmet veren doğal cennetimizdir.
Saklıkent Türkiye’nin en uzun ve en derin kanyonu olma özelliğine sahiptir. 18 km uzunluğunda çok dar ve yalçın kayalardan meydana gelmiştir. Genellikle kanyonun içerisini güneş görmez. Taşların ve kayaların çok çeşitli şekiller almış olduğunu görebilirsiniz. Taşların çok uzak mesafelerden büyük su kütleleri yardımıyla sürüklenerek bu hale geldikleri söylenebilir. Kayaların yüzeyi ise bu etkilerle inanılmaz güzellikte şekillerle kaygan yapıdadır.
Yürüyüş için gerekli olan plastik ayakkabı, kask ve diğer ihtiyaçlarınızı River Bar’dan karşılayıp yürüyüşe başlayabilirsiniz.
150m uzunluğundaki köprüden geçip kaynak sularının bulunduğu alana gelinir. Buradan sonra su içerisinde yürüyüş başlar. Başlangıçta kolay görünmektedir. İlerledikçe kanyon daralır ve yürümekte zorlanırsınız. Şelaleler ve aşılmaz engeller çıkar karşınıza.
Şelalelerin altında hızlı duş alıp yaz sıcağında serinlik hissedebilirsiniz. Ayrıca kayaların altından çıkan buz gibi kaynak suları yaz aylarında ortama serinlik vermekte ve doğal klima görevi görmektedir.
Kanyonu baştan başa katedebilmek için gerekli malzemelerle birlikte, profesyonel dağcılar eşliğinde bir ekiple yola çıkmak gerekmektedir(Burası çokda gerekli değil). Saklıkent, Patara, Tlos , Pinara , Xanthos ve Letoon antik şehirlerine çok kısa bir mesafede olup buralara gezintiler yapabilirsiniz. Eğer merak ederseniz, Saklıkent Kanyonu'nun başlangıç noktasına kadar da gidebilir ve kanyonun bugüne kadar geçirdiği evreleri doğal oluşumlar ışığında görebilirsiniz.
Bu bilgiler tamamen internetten alınmıştır yazmaya üşendim ne yapayim :))) ama gitmemiş olan arkadaşlar varsa şiddetle tavsiye ederim bu mükemmel güzelliği görmelerini. Kanyonda biraz zorluk çeksenizde genede unutamayacağınız bir zaman geçiriyorsunuz . Size bir önerim olacak eğer giderseniz o buz gibi suda mutlaka body rafting yapmayıda ihmal etmeyin. İlk başta o buz gibi suda biraz zorlanıyorsunuz ama bir kaç dalış yaptıktan sonra vücut bayağı bir alışıyor .
Bu harikalık karşısında büyülenmemek elde bile değil kanyona ilk girdiğimde sanki başka bir dünyanın kapısından içeri giriyormuşum gibi hissettim. Saklıkent kanyonuna benzer bir kanyonda GÖYNÜK de bulunmuş birdahaki sezonada orayı ziyaret etmeyi planlıyoruz .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder