Bu aralar bende Sibirya Kurdu (Husky) sevgisi depreşti çok sevimli ve asil bir hayvan son zamanlarda da antalyada bayağı bir husky patlaması oldu gece dışarı çıktığımda Karaalioğlu parkında milletin elinde bu köpeklerden dolaştırıyorlar Antalya gibi bir memlekette yazik oluyor hayvanlara ama ne yaparsın işte. Tundra iklimi yaşam alanlarının kapsadığı için bu hayvanların antalya gibi nemli ve sıcak memlekette yaşayabilmeleri onlar adına gerçekten zor he keza biz bile dilimiz bir karış dışarda yaşamaya çalışırken zavallıcıkların neler hissettiğini düşünmek bile istemiyorum. :))))) Geçenlerde bir müşterimize gittiğim yerde kocaman bir husky sere serpe uzanmış yatıyor klimanın karşısında (kocaman dediğimde daha 2 aylık ). Acayip sevimli bir yaratıktı dayanamadım işi gücü bıraktım 1 saat kadar canavarla boğuştum .( sen iş için git yaptığıma bak ,bak bak heheheh). Zaten uzun zamandır hayranlık beslediğim bir canlıyı karsımda kanlı canlı görünce dayanamadim ne yapayim cok zeki ve uysal canlılar. Benimle tokalaştı hatta yeni öğrendiği ölü taklidini bana sergiledi ve benim tüm günkü yorgunlğumu bir anda unutturmaya yetti küçük canavar ...... Bir ara içimden bir ses dürttü cihan sende git bir petshop' a al bir tane diye ama bakacak yerim olmadığından ve bakımlarının ilgi gerektirdiğinden son anda bu fikrimden caydım çünkü ben kendime bile zaman ayıramazken bu canavara nasıl zaman ayıracaktim .. Ama ilerde düşünmüyor değilim hem ablamın kedisiyle de iyi anlaşırlar :))))))))))))))))))) Bu arada küçük bir not ablam için tüm köpekler gibi husky lerinde kedilere gıcıkları varmış hemde öle böle değil ... :)PPP benim 1 saat kadar boğuştuğum canavar asağıdakine benziyordu zaten hemen hemen hepsi aynı :)P |
Benim Arkabahçem bazen hüzünlendiğim bazen neşelendiğim anları yansıttıgım sanal dünyam
Pazartesi, Mayıs 29, 2006
Huskey Asigiyim :)))
Cuma, Mayıs 26, 2006
Aşka Dair Şiirler
Valla kafama esti aşkla ilgili bir iki şiir atıştırayim dedim sayfaya bulunsun diye burdaki şiirler alıntıdır (www.antololoji.com ) hoşuma giden bir iki şiir serpiştirem sizde okuyun arkadaşlar :))) Aşk ikidir sevgi bir; Aşk yalan,sevgi gerçektir. Aşk sudur,sevgi susuzluk. Bu yüzden sevgi hasrettir, Özlemektir,beklemektir. Asıl maharet: Susuzken suyu içmek değil Karşısına geçip seyretmektir. Aşk haykırmaktır,sevgi ağlamak; Aşk açmaktır,sevgi katlamak. Sevgi saklamaktır Yüreğini,gözlerini Ve de ellerini saklamak Bahar geldiğinde… Bir çiçeğe,yeşile,çimene Aşık olamazsın ama seversin. Arkadaşına aşık olamazsın Ama seversin. Toprağa fidanı aşkla değil Sevgiyle dikersin. Sevgi için ölünür,aşk öldürür. Aşk kıskançtır,nankördür Sevgiyi öldürür. Aşk Kabil’dir,sevgi Habil. Aşkla sevgi aslında kardeştir Babaları insandır,Adem’dir Aşk için şiirler yazarsın, Şarkılar yaparsın; Sevgiyi anlatamazsın. Çünkü yüreğine sığdıramazsın. Kalbini aşka kapatabilirsin Ama sevgiye kapatamazsın Sevgi gizli,aşk aşikardır. Yüz vermeyince unutursun Sen aşığım diye daha kendini kandır. Dedim ya sevgi gerçek,aşk yalandır. Dahası da var: Aşkın gözü kördür, Fazla naz aşık usandırır; Aşk oyun,aşık oyuncaktır. Sevgi ise yaşamdır,hakikattir. Aşk aceledir, Sevgi usul usul sabırlıdır. Acele işe hem şeytan karışır. Aşk ateşlidir Çünkü hastalıklıdır. Sevgi ılıktır Çünkü sağlıklıdır. Velhasıl bu iki kardeşin hikayesidir Aşka ve sevgiye dair… ------------- Merdiven, çıkarken.. Aşk, inerken, kalbi yorar. Özdemir Asaf ------------------ Aşk’a Dair Sen hiç aşık oldun mu dedim Olmadım dedi Ne yazayım sana dedim o zaman Aşka dair Biri vardı dedi Aşk değildi ama Aşka yakın bir şey Ne oldu dedim Öldü dedi Öldü mü dedim Evet dedi Korktum sormaya Aşk’ı mı öldü Aşık olduğu mu Biri daha var ded i Uzakta çok uzaklarda Görmüyorum,konuşmuyorum Anlat dedim Boş ver dedi Unuttum bile yüzünü Şimdi ne olacak dedim Biri var dedi Yeşil gözleriyle bana sıcacık bakan Bu da hayal olmasın dedim Hayır bu aşk galiba dedi İnanmadım önce söylediklerine Ama bir bulut geldi Üzerine bindi gitti Haklıymış dedim Aşk bu,aşık bu ------------- |
Pazartesi, Mayıs 22, 2006
Sinema Manyaklığı
Bu hafta sonu seyretmek istediğim filimlere sırasıyla gittim , ilk önce Da vinci nin şifresine daha sonraki günde M.I.3 e gittim .Da vinci'nin şifresi bende biraz hayal kırıklığı yaşattı ama idare eder konumda bir filimdi. Tom Hanks yine başarılıydı. Kitabını okuyan arkadaşlar varsa filmine gitmesinler çünkü kitapdakinden biraz farklı ayrıntılar çok kısa ve yüzeysel geçilmiş bu durumda husrana ugratabiliyor. :)). M.I 3 ise benden geçer not alan filim oldu bilinen klasik M.I tarzı olsada heyecen ve gerilim kurgu fena değildi. Hele patlama sahneleri muthişti. Hele güzelim arabayı havaya uçurduklarında içim gitmedi değil :))))
Not : İki filmi puanlamak gerekirse
Da Vıncının sifresi: 6 (kitabını okuyan biri olarak)
M.I 3: 8 (Tom Cruise Yine başaralı )
Perşembe, Mayıs 11, 2006
Hayal Kırıklıgı
Bahtsız bedevi olayı benimki başka bir şey değil yaw ucsuz bucaksız çölde karşıma çıka çıka kutup ayısı çıkıyor herzaman , nişan dı evlilik hazırlıkları derken yine kutup ayısına tosladık iyimi :( ev konusundaki çalışmalarımız yine hüsranla bitti. Neyse azmedip çalışmaya devam ediceğiz buluncaya kadar durmak yok birde bu ev sahiplarine bir iki çift lafım olucak kardeşim nedir bu kira fiyatları uygun birşey yapında herkez nasiplensin yaw millet 250 milyona geçineceğim diye kan ağlıyorken yazıktır günahtır yaw tamam abartmış olabilirim belki ama uygun rakamlar söleyin (ohhh be rahatladim :)))) ) . En sonunda rahmetli Kemal Sunal' ın Gülen Adam filmindeki gibi bir çare bulcaz bizde heralde Gezen gecekondu sistemi :)) cephe derdin yok manzara derdin yok mekan derdin yok tak evini arabana herkez kendi yoluna şeklinde .... Böle düşünüyoruzda gecekonduyu takacak arabam bile daha yok neyse ........
Cumartesi, Mayıs 06, 2006
Güzel Filim
Bir Cumartesi günü daha büroda mesai saati bitiminde arkadaşlarla can sıkıntısından neyapalım diye düşünürken vcd alıp seyretmek akımıza geldi ve gidip bir vcd kiraladık Filimin ismi 50 first Dates (türkçesi 50 ilk öpücük) Adam Sandler ile Çarlinin Meleklerindeki sarışın hatunun oynadığı bir filim (Camoren Diaz Değil diğer sarışın bayan :P). Konu ve içerik bakımından gerçekten çok güzel ve eğlenceli bir filimdi. Herkeze tavsiye ederim. Hele Adam Sandler ın hiç usanmadan ve bıkmadan hergün hatunu kendine aşık etmek için bulduğu yöntemler izlenmeye değer ve takdire şayandı. Bugün vcd ile açtığımız sinema seansını bu akşam Görevimiz tehlike 3 ile kapatmayıı planlıyorum umarım gidebilirim :))))
Salı, Mayıs 02, 2006
Yıllar uzun yıllar
Zaman denen kavram nekadr gariptirki insan yalnız başına kalınca şöyle geriye dönüp yaşantısını gözden geçirdiği zaman karşılaştığı şeyler ve hissettiği duygular zaman zaman içini acıtır yada anlamsız şekilde içini gıcıklar. 1978 senesi cuma günü saat sabaha karşı dünyaya gelen biri olarak ozaman dan bu zamana kadar hafızada kalan anılarımı kurcaladim bir ara herkez gibi bir yaşam çemberinin içinde dönüp durmanın garipliğini ve hassasiyetini anlamaya çalıştım. Tomurcuk bir çiçekken yavaş yavaş açmaya başlayan ilk yapraklarını çıkarmaya başlayan bir çiçekken evrim değiştirip kaktüse dönüşümü izledim 28 senelik yaşam sürecimde. Bu süreçte iyi günlerimin olduğu kadar kötü günlerim aklıma gelip ağladım zaman zaman "Hayır " demek istediğim zamanlarda boğazımın düğümlenip ağzımdan hep "Evet" cümlesinin çıkmasını hatırladım acıyla. Ben böyle olmasını istiyorum diye içimden geçirip de bunları birtürlü çevremdeki insanlara söyleyemeyişim aklıma geldi. Halen de bu durum devam ediyor hani 7 sinde neysen 77 sinde de o olursun derler ya durum bundan ibaret işte. Adam akıllı hiç hayat muhasebemi yapmadım ogün neyi gerektiriyorsa durum neyi gerektiriyorsa öyle yaşadım. Evrim geçirip kaktüse dönüştüm dedim ya artık o dikenler içe dönük çıkmaya başladı ve canım yanıyor artık ve ben neyapacağımı bilmiyorum. evlilik hayali peşinden koşarken engellere takılıp tökezlemek yoruyor artık beni br yandan da kendi hayallerimin peşinden koşma dürtüsü iteliyor arkamdan , hani uzun bir maratona çıkarsınız 10 km boyunca koşarsınız bir noktadan sonra kollarınız ağırlaşmaya ayaklarınız sizi taşımadığını farkederseniz ya ama inatlada o finiş çizgisinden geçmeye çalışırsınız sürünürekde olsa geçicem o çizgiden dersiniz içinizden ama fiziksel olarak bitmişsinizdir ve o fiziksel bitkinliğiniz inadınızı yenip sizi devirir. Bende oyle işte fiziksel olmasada ruhsal olarak bitiş aşamasında ama inadıma güvenmek zorundayım. İlkokul çağlarımı düşünüyorumda herşey toz pembe hayat güllük gülistanlık sorumluluk almaya başladıkça ağırlaşan yıllar. Kendime ait bir hayat kendime ait bir ev istemek ve bu isteklere ait sorunlarla başetmek istemeden de olsa sevdiğin insanı bekletmek ve üzmek yılların getirdiği gerçek olsa gerek.
Ben o henüz yeni tomurcuklanan hayatıma dönmek istiyorum desem ayıp mı etmiş olurum acaba :(
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)